Deprem önceden bilemediğimiz bir doğal afettir. Bu yüzden ne zaman karşı karşıya kalacağımızı kestiremediğimiz ve her zaman hazırlıklı olmamız gereken bir durumdur. Yaşadığımız çağda, daha önce gerçekleşmiş olan depremlerden elde ettiğimiz veriler ışığında bazı tahminler yapılabilmekte, ayrıca sahip olduğumuz teknolojinin bize kazandırmış olduğu bilgi ve beceriler sayesinde depreme dayanıklı yapılar yapılabilmektedir. Japonya?da meydana gelen 6 ve üzeri depremlerde çoğu yapının hemen hiç hasar görmediğini televizyonlardan, internetten ve diğer medya organlarından görmekteyiz.
Peki, bir binanın deprem anında ayakta kalması, başka bir deyişle yapısal olarak sağlam kalması yeterli midir? Maalesef hayır. Bina sadece kaba bir çelik, beton yığını olarak algılanmamalıdır. İçerisinde yaşamamızı sağlayan tesisat sistemleri ve benzeri pek çok fonksiyon bulunmaktadır. Binanın sahip olduğu mekanik ve elektrik tesisatları sayesinde binalarımız yaşanacak seviyeye gelmektedir. Bu mekanik ve elektrik tesisatları deprem anında zarar gördüklerinde, depremin hemen ardından yapısal olarak ayakta kalmış binada çıkabilecek yangınlar ve benzeri sebeplerle büyük miktarda mal ve hatta can kayıpları oluşması kaçınılmazdır. Yangın tesisatının zarar görmesi, enerji kaynağının kesilerek söndürme işlemini yerine getirememesi ya da acil durum ekipmanlarının çalışamaması, en olası ve ciddi deprem hasarlardandır.
Görüldüğü üzere sadece binanın fiziki olarak ayakta kalması yeterli değildir. Depremden sonra çalışmayan bina bir işe yaramayacaktır. Bu durumda yapıların tesisatlarının depremden, yani sismik etkilerden korunması gerekmektedir. Günümüzde bu konuda bilgi ve tecrübeye sahip kişiler tarafından yapılan mühendislik çalışmaları ve bu çalışmalar sonucunda sismik koruma ürünleriyle güvenli yapılar rahatça oluşturulabilmektedir. Bu yapılan mühendislik hesapları, bağımsız kuruluşlar tarafından sertifikalandırılmış ürünler ile birlikte uygulandığında sağlıklı ve güvenli sonuçlar ortaya çıkaracaktır. Çünkü sertifikası olmayan ürünler ile yapılan sismik korumada, bu ürünlerin nasıl tepki verecekleri önceden bilinmediğinden dolayı, nasıl çalışacakları da kestirilemeyecek ve bu yüzden yapılan hesaplar ile aralarında farklar olabilecektir.
Ulus Yapı, 10 yıldan uzun süredir depreme dayanıklı yapılar üzerine faaliyet gösteriyor. Gün geçtikçe artan tecrübesiyle beraber, sahip olduğu mühendislik bilgisi, uluslararası firmaların sertifikalı ürünlerinden oluşan geniş ürün yelpazesi ve stoklarıyla, yapılardaki tesisatların depreme hazırlanmasını sağlıyor.
Ulus Yapı, mekanik ve elektrik tesisatlar ile ekipmanların depremden korunması ve titreşim yalıtımı alanındaki bilgisiyle, faaliyet alanı projelendirmeden başlayıp, sertifikalı ürün temini ve şantiye süpervizyonu hizmetlerine dek yayılıyor. Yapmış olduğu hastaneler, elçilikler, askeri tesisler, fabrikalar, konutlar, oteller, alışveriş merkezleri gibi pek çok projede sismik koruma alanında çalışmaları bulunan Ulus Yapı, bu projeleri, temsilciliklerini yaptığı Acrefine, Gripple ve Amber/Booth, Loos&Co gibi alanında lider firmaların ürünleriyle gerçekleştiriyor.
Ulus Yapı deprem sonrası fiziki olarak ayakta kalan yapıların tesisat sistemlerini koruyarak, deprem sonrası oluşabilecek can kayıplarını ve maddi zararları (yangın, ekipman kaybından oluşacak üretim kaybı vs.) minimize edip, insanların yaşamlarını sürdürebilmesini ve sanayi kollarının üretimlerine devam edebilmelerini sağlayıp, ülke ekonomisine de katkı sağlamayı amaçlıyor.
Kaynak : TesisatMarket Dergisi.